BİTKİSEL YAĞLAR HAKKINDA BİLGİ
Sağlığımız ve Bitkisel Yağlar
Bitkisel Kaynaklı Yağların Önemli Özellikleri
Oleik Linoleik Asit Yağları
Ayçiçek Yağı
Zeytinyağı
Pamuk Yağı
Mısır Yağı
Fındık Yağı
Palm Yağı
Linolenik Asit Yağları
Soya Yağı
Erüsik Asit Yağları
Kolza Yağı
Sağlığımız ve Bitkisel Yağlar
Sağlığımız açısından büyük önem arz eden bitkisel yağlarla ilgili
bilinmesi gereken birtakım gerçekleri dile geti ren beslenme uzmanları şu
uyarıyı yapıyor: "Bitkisel yağlar, organizma için gereklidirler. Bu
nedenle beslenme zincirinin içinde yer almalıdır." Ancak sağlığımız için
en iyi bitkisel yağın hangisi olduğu hakkında karar verirken onu tüm
özellikleri ile çok iyi tanımak gerekir. İşte bitkisel yağlarla ilgili
uzman görüşleri... Bir yağın karakteri temel yağ asitleri içeriğine
bağlıdır. Burada sözü geçen asit linoleik ve asit alfalionelik, birçok
yağın içinde değişik oranlarda bulunur. Asit linoleik, daha çok ayçiçeği,
mısır ve soya yağların da bulunurken, asit alfa-liolenik sadece soya,
kolza ve fındık yağında bulunur. Bu yağ asitlerinin insan organizmasındaki
vazgeçilmez özellikleri yüzünden, burada sözü geçen bazı yağlar
birbirleriyle karıştırılarak kullanılması önerilir. Önemli birer E
vitamini kaynağı olan bitkisel yağlar genel olarak, beslenmedeki E
vitamini ihtiyacının dört te üçünü karşılar. E vitamini açısından en
zengin olanları; buğday tohumu yağı (120-250 mg / 100 g) ve ayçiçeği
(50-80 mg / 100 g) yağıdır. Ardından kolza yağı (20 - 30 mg / 100 g),
mısıryağı (20-25), soyayağı (8-15) ve zeytinyağıdır (5-20). Öte yandan
tereyağını bu sıvı yağlarla karşılaştırdığımızda, 100 gramı 1.5 ile 3 mg E
vitamininden ibarettir. E vitamininin, sıvı yağlarda zararlı maddelerin
önlenmesi için daha yüksek düzeyde bulunması gerekir.
Rafine Yağlar
Rafine edilen yağların besleyici özelliklerini kaybettiği savı doğru
olmayıp yağların rafine edilmesi tohum yağlarının tüketime sunulmadan önce
arındırılması etabını ifade eder. Bu işlem brüt yağların elimine
edilmesiyle organoleptik kalitenin (koku, renk ve tat) zaman içinde ve
pişirme esnasında zarar görmemesini sağlar. Buna karşılık rafine işlemi
yağların yağ asitleri dengesini bozmaz. Ancak rafinasyon süresinde yağdaki
koruyucu antioksidan maddeler özellikle E vitamini, klorofiller ve beta-karoten
gibi vücut için önemli olan antioksidanlar kayba uğrayabilir. Pişirme
sürecinde yağların doyduğunu ileri sürenler de yanılmaktadır... Şöyle ki,
bir yağın doyması için, besinlerin pişirilmesi aşaması dışında, belirli
bir süreç içinde hidrojenle birleşmesi gerekir. Uzun süreli pişme
sürecinde mümkün olan, temel yağ asitlerinin oksidasyonu, yağın doymasını
tam anlamıyla sağlamaz. Ancak aşırı kızartma süresince oluşan oksidasyon
işlemleri sonucunda yağlar doymamışlıklarını kaybederek bir miktar
doymuşluk kazanırlar. Hemen hemen bütün yağlar kızartma için
kullanılabilir. Yağlar, kızartmalık ve çeşnilik yağlar olmak üzere iki
ayrı grupta isimlendirilebilir. Bu iki kategori arasındaki ayırım, bu
yağların alfalinolenik asidi oranlarına bağlıdır. Bu oran; ayçiçeği,
mısır, zeytinyağı ve fıstık yağında yüzde ikiden az; kolza, soya ve fındık
yağında yüzde ikiden fazladır. Pratikle hepsi normal koşullarda soğuk ve
sıcak olarak kullanılabilir. Ancak kolza ve soyalarının kızdırıldığında
hoş olmayan bir koku vermeleri normaldir. Ancak dumanlama noktası düşük
olanlar kızartma için önerilmez.
Donan Yağın Kalitesi
Donan bir yağ kalitesini kaybetmez, Ortamın sıcaklığı düşerse yağlar
donar. Bu son derece normal bir durumdur ve ortamın eski sıcaklığına
kavuşmasıyla yağ eski halini alır. Yağın kalitesini etkilemeyen bu durum;
fıstık yağında 17 derecede, zeytin yağında 14 derecede, ayçiçeği ve mısır
yağında 0 derecede gerçekleşir.
BİTKİSEL KAYNAKLI YAĞLARIN ÖNEMLİ ÖZELLİKLERİ
PALM YAĞI
Palm yağı, Elaeis guineensis olarak bilinen, Malezya, Batı ve Orta Afrika
ile Endonezya'da ekimi yaygın olarak yapılan yağlı meyvenin pulp kısmından
(yağ oranı yüzde 50) elde edilen bir yağdır. Meyvenin çekirdeğinden elde
edilen ve laurik asit (yüzde 40-52) içeriği yüksek olan yağ ise palm
çekirdeği yağı olarak bilinmektedir. Palm meyvesi özellikle hasat ve
işleme sırasında kuvvetli enzimatik hidroliz reaksiyonlarına maruz kaldığı
için bazı durumlarda palm yağının serbest yağ asidi içeriği yüzde 50'ye
kadar yükselebilmektedir. İyi kaliteli meyvelerden elde edilen palm
yağının bile serbest yağ asidi içeriği diğer bitkisel kaynaklı yağlardan
daha yüksektir. Palm yağı yüzde 38-52 oleik, yüzde 5-11 linoleik asit
içeriği ile oleik-linoleik grubu yağlar arasında yer almaktadır. Palm
yağının doymuş yağ asitlerinden palmitik asit içeriği ise yüzde 32-45
arasında değişmektedir. Yarı katı haldeki palm yağında doymamış yağ
asitlerinin yüzde 85'den fazlası gliserol molekülünün 2-pozisyonunda yer
almaktadır. Trigliserid yapısı ve serbest yağ asidi içeriği ise palm
yağının erime ve plastik özelliklerini etkilemektedir. Palm yağının yüzde
0.2-1.0 arasında değişen sabunlaşmayan maddelerinin yüzde 0.03-0.15'ini
karotenoidler, yüzde 0.003-0.11'ini tokoferoller, yüzde 0.03- 0.10'unu
steroller, yüzde 0.05-0.10'unu fosfatidler, yüzde 0.08'ini alkoller
oluşturmaktadır. Ham palm yağı yüksek miktarda B-karoten içerdiği için
rafine palm yağı ile karşılaştırıldığında oksidatif stabilitesi oldukça
düşüktür. Örneğin 800 ppm Beta-karoten içeren ham palm yağının indüksiyon
periyodu 0.6 saat iken, rafine palm yağının 48 saattir.
OLEİK LİNOLEİK ASİT YAĞLARI
AYÇİÇEK YAĞI
Ayçiçek yağı, yağ oranı yüzde 39 - 45 arasında değişen Helianthus annuus
bitkisinin tohumlarından elde edilen bir yağdır. Dünyada ayçiçeği ekimi
yapılan başlıca ülkeler; Rusya, Ukrayna, Arjantin, Macaristan, Fransa,
İspanya, Hindistan ve Türkiye 'dir. Ülkemizde özellikle Trakya ve Marmara
bölgelerimizde ayçiçeği bitkisinin ziraati önemli bir yer tutmaktadır. Bu
nedenle yüzde 40'lık ayçiçek yağı tüketimi ile Trakya ve Marmara Bölgesi
lider durumdadır. Sıvı olarak ve margarin hammaddesi katı yağ üretiminde
yaygın kullanım alanı bulan ayçiçek yağı açık sarı renkli, rafine edilerek
kullanılabilen bir yağdır. Ayçiçek yağı yüzde 15 doymuş, yüzde 85 doymamış
yağ asidi içermekte, doymamış yağ asitlerinin yüzde 14-43'ünü oleik asit,
yüzde 44-75'ini linoleik, en fazla yüzde 0.7'sini de linolenik asit
oluşturmaktadır. Ayçiçek yağı; yüzde 0.025-0.31 hidrokarbonlar, yüzde
0.542-0.584 steroller, yüzde 0.008-0.044 vakslar olmak üzere sabunlaşmayan
maddeleri içermektedir. Toplam tokoferol içeriği ise yaklaşık 640 mg/kg
yağ olup, tokoferollerin yüzde 96'sını a-tokoferol oluşturmaktadır.
Yağların önemli fiziksel özelliklerinden biri viskozitedir. Viskozite
kısaca bir akışkanın iç direnci nedeniyle akışa karşı koyması olarak
tanımlanabilir. Genel olarak düşük molekül ağırlıklı yağ asitlerini içeren
yağların viskozitesi, doymamışlık derecesi aynı olan yüksel molekül
ağlırlıklı yağ asitlerini içeren yağlardan daha düşüktür. Diğer yandan,
yüksek sıcaklığa uzun süre maruz kalan yağlarda polimerize ürünlerin
oluşması, yağın viskozitesini artırmaktadır. Bir yağın doymamışlık
derecesinin artması da viskoziteyi düşürmektedir. Ayçiçek yağı üretiminde
çözgen ekstraksiyonu işleminden sonra elde edilen yağsız küspe yan ürün
olarak hayvan yemi üretiminde kullanılmaktadır. Yüksek protein içeriği
nedeniyle ayçiçeği küspesi oldukça değerli bir yan üründür.
ZEYTİNYAĞI
Zeytinyağı, Olea europa olarak bilinen zeytin ağacı meyvelerinden fiziksel
yöntemlerle elde edilen bir yağdır. Tipik bir Akdeniz bitkisi olan zeytin
ağacına, ülkemizde Marmara, Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde
yaygın olarak rastlanmaktadır. İspanya, İtalya, Portekiz, Tunus, Fas ve
Yunanistan ise dünyanın belli başlı zeytinyağı üreticisi olan
ülkelerindendir. Ülkemizde, zeytinyağının toplam sıvı-yağ pazarı içindeki
payı yüzde 10 olarak belirtilmektedir. Zeytinyağı tüketiminin yüzde 90'ı
kentsel nüfus tarafından gerçekleştirilirken, bölgesel açıdan bu tüketimin
yüzde 40'ı Marmara Bölgesi'nde, yüzde 30'u Ege Bölgesi'ndedir. Zeytin
meyvesinin yağ içeriği yüzde 35-70 arasında değişmekte, meyve etinde bu
oran yüzde 75'e kadar yükselmektedir. Zeytin meyvesinden fiziksel
yöntemlerle elde edilen zeytinyağı, yeşilimsi-sarı renkli, kendine has tat
ve kokusu olan, rafine edilmeden doğal olarak tüketilebilen bir yağdır.
Zeytinyağı da yüzde 65-85 arasında değişen oleik asit ve yüzde 4-15
arasında değişen linoleik asit içeriği ile oleik-linoleik grubu yağlar
arasında yer almaktadır. Özellikle düşük linoleik asit içeriği nedeni ile
zeytinyağının oksidatif stabilitesinin birçok sıvı yağdan daha yüksek
olduğu belirtilmektedir. Yüksek kaliteli zeytinyağının tokoferol içeriği
300 mg/kg olup, düşük kaliteli, yüksek asitli zeytinyağında bu değer
5mg/kg değerine kadar düşmektedir. Toplam tokoferol miktarının yüzde
93'ünü ise a-tokoferol oluşturmaktadır. Zeytinyağında en fazla bulunan
sterol ise miktarı yüzde 0.1-0.2 arasında değişen B-sitosteroldür. Bölge
ve iklim farklılıklarına bağlı olarak campesterol ve stigmasterole de
rastlanılmaktadır.
PAMUK YAĞI
Pamuk yağı; Gossypium hirsutum (Amerikan) veya Gossypium barbadense
(Mısır) tohumlarından elde edilen, karakteristik tadı ve kokusu olan,
oldukça koyu renkli (kırmızı-kahverengi) bir yağdır. Ülkemizde pamuk yağı
genellikle margarin hammaddesi katı yağ üretiminde kullanılmaktadır. Pamuk
yağı yüzde 13-44 oleik ve yüzde 33-58 linoleik asit içerdiği için oleik-linoleik
asit grubu yağlar arasında yer almaktadır. En önemli doymuş yağ asidi ise
yüzde 17-29 oranındaki palmitik asittir. Bitkisel kaynaklı yağların
sabunlaşmayan maddeleri arasında yer alan en önemli bileşen, antioksidan
etkisi nedeniyle tokoferollerdir. Ham pamuk yağı doğal tokoferollerce
oldukça zengin bir yağdır. Ancak doğal tokoferoller rafinasyon işlemi
sırasında tahrip oldukları için ham pamuk yağının, rafine pamuk yağı ile
karşılaştırıldığında oksidasyon stabilitesi daha yüksektir. Ham pamuk yağı
toplam yüzde 0.110 oranında tokoferol içerirken, rafine pamuk yağı yüzde
0.087-0.095 oranında tokoferol içermektedir. Ham pamuk yağındaki toplam
tokoferollerin yüzde 0.076'sı a-tokoferol, yüzde 0.034'ü ise y-tokoferoldür.
300 mg/kg oranında a-tokoferol içeren rafine pamuk yağının 97ºC
sıcaklıktaki indüksiyon periyodu 3 saat olarak belirtilmektedir. Yağın
sabunlaşmayan bileşenlerinden sterollerin ham pamuk yağındaki miktarı
0.574 mg/100 mg yağ olarak belirtilmektedir. Bu miktar rafinasyon işlemi
ile 0.397 mg/100 mg yağ değerine düşürülmektedir.
MISIR YAĞI
Mısır yağı, Graminae familyasından Zea mays mısır tanelerinin rüşeyminden
elde edilen bir yağdır. Nişasta ve glukoz şurubu üretimi sırasında yan
ürün olarak rüşeymden mısır yağı da elde edilmektedir. Türkiye'de mısır
yağı, toplum sıvı yağ pazarı içinde yaklaşık yüzde 7-8'lik pay ile
ayçiçeği ve zeytin yağından sonra üçüncü sırada yer almaktadır. Özellikle
son yıllarda bitkisel kaynaklı sıvı yağlar arasında talebi en hızlı artan
yağ da mısır yağıdır. Mısır yağı tüketiminin yüzde 80'i kentsel nüfus
tarafından gerçekleştirilmekte, bölgesel bazda bakıldığında Marmara
Bölgesi yüzde 50 ile tüketim liderliğini elinde bulundurmaktadır. Mısır
rüşeyminin yağ içeriği yüzde 17, protein içeriği yüzde 12 civarındadır.
Mısır yağı, yüzde 19-49 arasında değişen oleik asit, yüzde 34- 62 arasında
değişen linoleik asit içeriği ile oleik-linoleik grubu yağlar arasında yer
almaktadır. Başlıca doymuş yağ asidi ise yaklaşık yüzde 10 ile palmitik
asittir. Mısır yağının trigliserid yapısının önemli kısmını ise 40, 42,
44, 46 ve 48 karbonlu trigliseridler oluşturmaktadır. Ham mısır yağı diğer
bitkisel kaynaklı yağlarla karşılaştırıldığında önemli miktarda
fosfatidleri (yüzde 1-3), sterolleri (en az yüzde 1) ve serbest yağ
asitlerini (en az yüzde 1.5) içermektedir. Oksidatif stabilitesi yüksek
olan mısır yağının sabunlaşmayan maddeleri arasında yer alan önemli bir
bileşen ise tokoferollerdir (yüzde 0.1). Tokoferollerin büyük kısmını 60.3
mg/100 g yağ ile Gama-Tokoferol oluşturmaktadır.
TÜRKİYE'DE FINDIK VE
FINDIK YAĞI
Betulacea familyasına mensup olan fındık, yurdumuzun çeşitli bölgelerinde
yetişmekle beraber, yoğun olarak Kuzey Anadolu sıra dağlarının Karadeniz'e
bakan yamaçlarında yetiştirilmektedir. Ülkemizdeki kültür fındıkları 5-6 m
boylanabilir ve Corylus Avellana ile Corylus Maxima türlerinin
melezleridir. Türk fındığı, kalite olarak Giresun ve Levant olmak üzere
ikiye ayrılmaktadır. Giresun kalite fındık, tadı ve içerdiği yağ oranı ile
yeryüzünün en üstün özellikli fındığıdır. Giresun ile Trabzon'un Beşikdüzü,
Vakfıkebir, Çarşıbaşı ve Akçaabat ilçelerinde yetişir. Levant kalite
fındık, daha az yağ içerir. Trabzon ve bir bölümü ile Ordu, Samsun, Bolu,
Sakarya, Zonguldak ve Bartın illerinde yetişir.
Ülkemizde
gıda sanayiinin gelişmesiyle birlikte fındığın kullanım alanı da oldukça
genişlemiştir. Fındık; çikolata, bisküvi, şekerleme, tatlı pasta, dondurma
imalatında kullanılmaktadır. Ayrıca fındığın çerez olarak kullanımı da
yaygındır. Fındık meyvesinin bileşiminde ; %60-70 yağ, %20 karbonhidrat,
%15 protein, %5 su bulunmaktadır. Yüksek yağ içeriği nedeniyle fındık, yağ
üretiminde de kullanılmaya başlanmıştır. Yüksek yağ içeriği yanında
fındık; mineral ve vitaminler açısından da önemli bir kaynaktır.
Fındığın
çeşidine bağlı olmakla beraber yağ asidi kompozisyonu açısından fındık
yağı; %5 palmitik asit, %2 stearik asit, %1 palmitoleik asit, %78 oleik
asit, %14 linoleik asit içermektedir. Zeytinyağına benzer olarak fındık
yağı da tek doymamış yağ asitlerinden oleik asidi yüksek oranda
içermektedir.
LİNOLENİK ASİT YAĞLARI
SOYA YAĞI
Soya yağı, Leguminosae familyasından Glycine max türlerinin tohumlarından
elde edilir. Soya ziraatinin yaygın olarak yapıldığı başlıca ülkeler
Amerika, Brezilya, Arjkantin, Çin ve Japonya'dır. Soya yağının ülkemizde
ayçiçeği yağının liderliğinin sürdüğü sıvı yağ pazarı içindeki payı ise
yüzde 'den daha düşüktür. Soya tohumunun protein içeriği (yüzde 40) yüksek
olan küspesi için ekimi yapılan soya tohumunda yüzde 18-20 oranında yağ
bulunmaktadır. Sıvı olarak ya da margarin hammaddesi olarak katı yağ
üretiminde kullanılır. Soya yağı yüzde 4-11 linolenik, yüzde 44-62
linoleik asit içeriği ile linolenik grubu yağlar arasında yer almaktadır.
Soya yağının toplam doymuş yağ asidi içeriği ise yüzde 9-20 arasında
değişmektedir. Soya yağı triterpenler, steroller ve tokoferoller gibi
yağın sabunlaşmayan bileşenlerini değişik oranlarda içermektedir. Nötr
soya yağının yüzde 0.06 triterpenleri ve yüzde 0.42 sterolleri içerdiği,
rafine soya yağının toplam tokoferol içeriğinin ise 600-1000 mg/kg yağ
olduğu belirtilmektedir. Ancak yüksek orandaki tokoferol içeriğine rağmen,
yüzde 4-11 arasında değişen linolenik asit miktarı soya yağının oksidatif
stabilitesini düşürmektedir. Rafine soya yağının indüksiyon periyodu (AOM)
5.5 saat olarak belirlenmiştir. Ham soya yağının oksidatif stabilitesi ise
daha yüksektir.
ERÜSİK ASİT YAĞLARI
KOLZA YAĞI
Kolza yağı, Cruciferae familyasından, Brassica napus ve campestris
tohumlarından elde edilen bir yağdır. Kolza bitkisi toprak ve iklim
koşulları bakımından fazla seçici olmadığı için ziraati bütün dünyada
yapılabilmektedir. Kolza tohumu üretimin en yaygın olduğu ülkeler Çin,
Hindistan, Pakistan, Japonya, İsveç, Polonya, Almanya, Şili, Fransa ve
Kanada'dır. Kolza tohumlarının yağ miktarı yüzde 30-42 arasında
değişmektedir. Genel olarak kolza yağı, yüzde 20-55 gibi yüksek orandaki
erüsik asit içeriği ile bilinen bitkisel kaynaklı bir yağ çeşidir. Ancak
tohum ıslah çalışmaları ile erüsik asit içeriği yüzde 0.1 değerine kadar
düşürülebilmiştir. Bu tohumlardan elde edilen yağlar kanola yağı (canola
oil) olarak bilinmektedir. Kanola tohumu sıfıra yakın erüsik asit içeriği
ve yüzde 41 yağ içeriği ile ayçiçeğine yakın bir tohumdur. Kolza yağının
toplam doymuş yağ asidi içeriği yüzde 5.4-9.5 toplam doymamış yağ asidi
içeriği ise yüzde 90.5-94.2 arasında değişmektedir. Düşük erüsik asitli
kolza yağlarının bileşiminde yer alan en önemli yağ asitleri ise oleik ve
linoleik asitlerdir. Nötralize edilmiş yüksek erüsik asitli kolza yağının
sabunlaşmayan bileşenleri (yüzde 0.8) arasında yüzde 0.03 oranındaki
triterpenler ve yüzde 0.50 ile steroller yer almaktadır. Yüksek erüsik
asitli kolza yağlarının tokoferol içerikleri (270 mg/kg yağ) ise oldukça
düşüktür. Düşük erüsik asitli kolza yağlarının indüksiyon periyodları (AOM)
35-50 saat arasında değişirken, yüksek erüsik asit içeren kolza yağında 19
saat olarak belirtilmektedir.
PALM YAĞI |
Palmiye
ağacının (Elaeis guineensis) meyvesinin mezokarpından elde edilmektedir. |
Yağın
özellikleri |
Özgül
ağırlık, D20 |
0,891-0,899 |
Kırılma
İndisi, ND 40°C |
1,454-1,456 |
Sabunlaşma Sayısı |
190-209 |
İyot
Sayısı |
50,0-55,0 |
Major
yağ asitleri bileşimi (%) |
Miristik asit |
0,5-2,0 |
Palmitik asit |
39,3-47,5 |
Stearik
asit |
3,5-6,0 |
Oleik
asit |
36,0-44,0 |
Linoleik asit |
9,0-12,0 |
PALM
OLEİN |
Palm
yağının fraksiyonlanması sonucu elde edilen sıvı fraksiyonudur. |
Yağın
özellikleri |
Özgül
ağırlık, D40 |
0,899-0,920 |
Kırılma
İndisi, ND 40°C |
1,458-1,460 |
Sabunlaşma Sayısı |
194-202 |
İyot
Sayısı |
≥56 |
Major
yağ asitleri bileşimi (%) |
Miristik asit |
0,5-1,5 |
Palmitik asit |
38,0-43,5 |
Stearik
asit |
3,5-5,0 |
Oleik
asit |
39,8-46,0 |
Linoleik asit |
10,0-13,5 |
PALM
ÇEKİRDEĞİ (PALM KARNEL) YAĞI |
Palmiye
ağacının (Elaeis guineensis) meyvesinin çekirdeğinden elde edilmektedir. |
Yağın
özellikleri |
Özgül
ağırlık, D20 |
0,899-0,914 |
Kırılma
İndisi, ND 40°C |
1,448-1,452 |
Sabunlaşma Sayısı |
230-254 |
İyot
Sayısı |
14,1-21,0 |
Major
yağ asitleri bileşimi (%) |
Kaprilik asit |
2,4-6,2 |
Kaprik
asit |
2,6-5,0 |
Laurik
asit |
45,0-55,0 |
Miristik asit |
14,0-18,0 |
Palmitik asit |
6,5-10,0 |
Stearik
asit |
1,0-3,0 |
Oleik
asit |
12,0-19,0 |
Linoleik asit |
1,0-3,5 |
AYÇİÇEK YAĞI |
Ayçiçeği (Heliantus annuus L.) bitkisi tohumundan elde edilmektedir. |
Yağın
özellikleri |
Özgül
ağırlık, D20 |
0,918-0,923 |
Kırılma
İndisi, ND 40°C |
1,466-1,468 |
Sabunlaşma Sayısı |
188-194 |
İyot
Sayısı |
118-141 |
Major
yağ asitleri bileşimi (%) |
Palmitik asit |
5,0-7,6 |
Stearik
asit |
2,7-6,5 |
Oleik
asit |
14,0-39,4 |
Linoleik asit |
48,3-74,0 |
SUSAM
YAĞI |
Susam
bitkisinin (Sesamum indicum L.) tohumundan elde edilmektedir. |
Özgül
ağırlık, D20 |
0,915-0,924 |
Kırılma
İndisi, ND 40°C |
1,465-1,469 |
Sabunlaşma Sayısı |
186-195 |
İyot
Sayısı |
104-120 |
Major
yağ asitleri bileşimi (%) |
Palmitik asit |
7,9-12,0 |
Stearik
asit |
4,5-6,7 |
Oleik
asit |
34,4-45,5 |
Linoleik asit |
36,9-47,9 |
SOYA
YAĞI |
Soya
bitkisinin (Glycine max. (L.) Merr.) tohumundan elde edilmektedir. |
Yağın
özellikleri |
Özgül
ağırlık, D20 |
0,919-0,925 |
Kırılma
İndisi, ND 40°C |
1,466-1,470 |
Sabunlaşma Sayısı |
189-195 |
İyot
Sayısı |
124-139 |
Major
yağ asitleri bileşimi (%) |
Palmitik asit |
8,0-13,5 |
Stearik
asit |
2,0-5,4 |
Oleik
asit |
17,0-30,0 |
Linoleik asit |
48,0-59,0 |
Linolenik asit |
4,5-11,0 |
KANOLA
YAĞI |
Düşük
erusik asit sentezini yapan kolza bitkisi (Brassica napus L., Brassica
campestris L., Brassica juncea L.) varyetelerinin tohumlarından elde
edilmektedir. |
Yağın
özellikleri |
Özgül
ağırlık, D20 |
0,914-0,920 |
Kırılma
İndisi, ND 40°C |
1,465-1,467 |
Sabunlaşma Sayısı |
182-193 |
İyot
Sayısı |
105-126 |
Major
yağ asitleri bileşimi (%) |
Palmitik asit |
2,5-7,0 |
Stearik
asit |
0,8-3,0 |
Oleik
asit |
51,0-70,0 |
Linoleik asit |
15,0-30,0 |
Linolenik asit |
5,0-14,0 |
Araşidik asit |
0,2-1,2 |
Gadoleik asit |
0,1-4,3 |
MISIRÖZÜ YAĞI |
Mısır
bitkisinin (Zea mays) danelerinden elde edilmektedir. |
Yağın
özellikleri |
Özgül
ağırlık, D20 |
0,917-0,925 |
Kırılma
İndisi, ND 40°C |
1,465-1,468 |
Sabunlaşma Sayısı |
187-195 |
İyot
Sayısı |
103-135 |
Major
yağ asitleri bileşimi (%) |
Palmitik asit |
8,6-16,5 |
Stearik
asit |
ND-3,3 |
Oleik
asit |
20,0-42,2 |
Linoleik asit |
34,0-65,6 |
Linolenik asit |
ND-2,0 |
ZEYTİN
YAĞI |
Zeytin
ağacının meyvelerinden (Olea Europea L) elde edilmektedir. |
Yağın
özellikleri |
Özgül
ağırlık, D25 |
0,909-0,915 |
Kırılma
İndisi, ND 20°C |
1,469-1,470 |
Sabunlaşma Sayısı |
185-200 |
İyot
Sayısı |
77-94 |
Major
yağ asitleri bileşimi (%) |
Palmitik asit |
7-16 |
Stearik
asit |
1-3 |
Oleik
asit |
65-85 |
Linoleik asit |
4-15 |
PAMUK
YAĞI |
Pamuk
bitkisi (Gossypium spp.) tohumundan (çiğit) elde edilmektedir. |
Yağın
özellikleri |
Özgül
ağırlık, D20 |
0,918-0,926 |
Kırılma
İndisi, ND 40°C |
1,458-1,466 |
Sabunlaşma Sayısı |
189-198 |
İyot
Sayısı |
100-123 |
Major
yağ asitleri bileşimi (%) |
Palmitik asit |
21,4-26,4 |
Stearik
asit |
2,1-3,3 |
Oleik
asit |
14,7-21,7 |
Linoleik asit |
46,7-58,2 |
|